Yüzlerce kanun maddemiz var. Hukukçu olanlar hariç, toplumun herhangi bir kesiminden bir kişiye bir kanun maddesi sorulsa cevap veremez! Ancak 5816 denildiği zaman toplumun büyük çoğunluğu bu maddenin M.Kamal ile ilgili olduğunu biliyor!
Bugün M.Kamal ile ilgili yüzlerce soru işareti cevaplanmamış bir şekilde duruyor. Örneğin Lozan görüşmeleri sürerken 30 Ocak 1923 tarihinde ”Asla Musul’u vermeyiz” şeklinde İsviçre’de bulunan İsmet İnönü’ye telgraf çeken M.Kamal, 23 gün sonra 23 Şubat 1923’de Meclis’te yaptığı konuşmada ” Misak-ı Milli’de sınır çizilmemiştir” diyerek Musul’dan vazgeçebileceğini ima ediyor. Gerek telgraf, gerekse mecliste yapılan konuşma, kayıtlı bir şekilde resmi arşivlerde mevcuttur!
Bu tavır değişikliğinin bir nedeni elbette var!
Ancak bu soru sorulduğunda cevabı ”M.Kamal olmasaydı adın Yorgo olurdu” değil! Ya da M.Kamal ile ilgili tüm soruların cevabı ”Adın Yorgo” olurdu. ”Baban kim belli olmazdı” gibi slogan siyasetiyle cevaplanırsa, biz millet olarak bir katre dahi yol alamayız.
Bakınız o Musul’dur ki! Amerika, İngiltere ve Avrupa’yı 100 yıldır refah içinde yaşatıyor! Bizim ekmeğimizi onlar zevkle yiyorlar iken, biz bunun konusunu bile edemiyoruz!
”Adın Yorgo olurdu” seviyesinin üzerine çıkmayı başaran bir Kemalist’e rastlar iseniz, onun vereceği cevap da; ” 5816 sayılı kanunu Adnan Menderes çıkardı. Bu ne ikilik? Hem koruma kanununu siz çıkarıyorsunuz! Hem de kanun var diye şikâyet ediyorsunuz!” şeklinde olur.
Konunun çözümüne dair hiç bir etkisi olmayan bu söylem de, ”Yeter ki haksız çıkmayayım! Yeter ki M.Kamal’e toz konmasın” hissiyatıyla söylenir. Ancak bizim ekmeğimizi yiyenlerin elinden bir lokmasını dahi geri almamıza bir faydası olmaz!
İşin aslı 5816 sayılı kanunun kalkmasından çok, zihinlerdeki koruma refleksinin kalkması çok daha önemli! Kemalistler ; ”Şöyle bir konuyu irdeleyeyim. Bu ülke benim ülkem. Varsa bir yanlış tartışalım, bilelim” olgunluğunu göstermelidir artık. Yıl 2015 oldu!
Evet bu kanunu Adnan Menderes çıkarmıştır! 30 yıl dikta rejimi ile yönetilen, tek parti iktidarına Cumhuriyet rejimi denilen bir ülkede, uzun yıllar sonra ilk kez iradenin halkın eline geçtiği ve iradenin temsilcisinin de Adnan Menderes olduğu bir dönemdir!
Adnan Menderes iktidara geldikten sonra, manevi değerleri yok edilmek istenen millet ile ilgili bir takım girişimlerde bulundu! Ezan’ın Arapça haline döndürülmesi, İmam Hatip açmak vs..Bunlar çok göze batan girişimlerdi. Hatta 1953 yılında yani İstanbul’un fethinin beş yüzüncü yılında,Rumeli Hisarı’nı restore etmek istemişti de, Cumhuriyet Gazetesi bir hafta boyunca ”Laiklik elden gidiyor. Osmanlı diriliyor. Gericilik her yanı sardı. Bunlar Anıtkabiri de yıkacak” şeklinde başlıklar atmıştı! Bu arada 1953 yılına kadar İstanbul’un fethinin kutlanmasının yasak olduğunu da hatırlatmak isterim.
İşte böyle buz üstünde yürünmeye çalışılan bir dönemdi Adnan Menderes’in dönemi. Tüm Müslümanların mukaddesi İslam dini, hem toplumun bazı kesimlerinden, hem de devletin bir çok makamınca, Dünya’nın en büyük tehlikesi olarak görülüyordu.
Menderes İslam ile ilgili küçük girişimlerini sürdürürken, Kırşehir’de Kemal Pilavoğlu adında bir tarikat reisi ve adamları M.Kemal büstlerine saldırır. Ve M.Kemal ile ilgili kara propaganda yapar. Yine Cumhuriyet Gazetesi olayları anında topluma yayar. İnfial meydana getirir. Bunun üzerine Adnan Menderes, toplumun tansiyonunu düşürmek üzere 5816 sayılı kanunu çıkarmak zorunda kalır!
BU OLAYIN ÇOK AMA ÇOK ÖNEMLİ BİR TARAFI DAHA VARDIR! KEMAL PİLAVOĞLU İSMİNDEKİ ZAT, 1950 SEÇİMLERİNDE CUMHURİYET HALK PARTİSİNDEN MİLLET VEKİLİ ADAYIDIR!
Anlaşılacağı üzere M.Kemal büstlerine yapılan saldırılar Adnan Menderes’i zorlamak adına yapılmış bir chp komplosudur!
Kemalist ile tartışırken Allah bu seviyeyi de aşmanıza imkan verirse ki bu çok büyük bir şans olur! Duyacağınız söylem: ” Siz de her suçu CHP’ye atıyorsunuz. Her şeye CHP komplosu diyorsunuz” olacaktır!
BELGELEYEBİLECEĞİM CHP komplolarından rahat bir kitap çıkarırım! Fakat ben yakın tarihimizden bir kaç CHP komplosu örnekleyeyim!
Gezi olaylarındaki müftünün karısı tiyatrosunu yapan CHP’li kadın. Amaç; Mütedeyyin kesimin ak parti üzerindeki sempatisini kaldırmaktır. Sonrasında kadının CHP ile bağlantısı kanıtlanmıştır!
Konya’da mikrofonla cumhurbaşkanına ‘na hakaret eden gösterici çocuk. Amaç; Çocuğu gözaltına aldırmak ve diktatör algısı oluşturmaktır. Sonrasında çocuk hakaretleri ederken, yanında Konya CHP teşkilatından önemli yetkililerin olduğu tespit edilmiştir!
Kemalist’in tartışabileceği yer buraya kadardır. Artık tek bir şey söyleyemez! Son sözü ya küfür olur ya hakaret!
5816 sayılı koruma kanunu maalesef bu ülkeyi paçalarından çeken bir engeldir! Ve tekrar yineliyorum ki, asıl önemli olan Kemalizm ile oluşmuş zihinsel engeli kaldırmaktır!
volkan cengiz/türkiyeanalizi |
