Osmanlı zamanında Selanikle birlikte ülkenin en büyük liman kenti olan İzmir’de 1930 yılında açlıktan insanlar ölüyor.” Tarımsal Devrim Yaptık” diyen ve bunu destekleyen bir zihniyetin ” Tarım Bölgesi’ diye tabir edilen bir vilayetinde insanlar ölüyor
”…Bunlar bir yana, o devir salt maddi açıdan bile perişan bir devirdir .. Mesela 1930 ‘ lu yılların Türkiyesi’nde ,İzmir Urla gibi bir Ege şehrinde bile insanlar açlıktan ölmektedir.Kefen bezi yokluğunda ,ölülerin kefensiz gömülüp gömülmeyeceği Diyanet İşleri Başkanlığ’ndan sorulmaktadır.Taşköprü Müftülüğüne hitaben , ”Diyanet İşleri Reisi Şerafettin Yaltkaya” imazsıyla yayınlanan bir fetvada ( 16.11.1942 tarihi ve 153 sayılı) pamuklu,yünlü,ipekli herhangi beyaz bir bezin kefen olarak kullanılabileceği bidirilmektedir ”
Görüldüğü gibi bir kıyı şeridi şehrinde insanlar açlıktan ölüyorlar ve kefen bulmakta bile zorlanıyorlar.Bu yüzden diyanetten fetva istiyorlar.
”Ortalama bir memurun aylık maaşı 50 lira civarında olduğu bu dönemde , çağdaşlaşma yolunda 75.000 lira gibi büyük paralar harcanarak HEYKELLER dikilmiştir”
KAYNAK (Yavuz Bahadıroğlu – Kayıt Dışı Tarih S. 234) |