Kazım Karabekir
İstiklâl Harbinin en önde gelen kahramanlarından olup Millî Mücadele Hareketinin lider kadrosundaki şahsiyetleri en yakından tanıyan biri olan Kâzım Karabekir Paşanın günü gününe tuttuğu notlarından hareketle, yakın tarihimizin karanlıkta kalmış fevkalâde önemli bazı hadiselerine projeksiyon tutmaya devam ediyoruz.
* * *
Karabekir’in hayli renkli sayılabilecek bir kişiliği var: O, daha evlenmeden paşalık rütbesine kadar yükselebilen bir asker, kahramanlık destanları yazan bir kumandan, yetimlere sahip çıkan bir şefkatli idareci, iyi evlât yetiştiren bir baba, iyi bir diplomat (Gümrü Antlaşması), iyi bir yazar, vesaire…
 
Karabekir Paşanın kaleme aldığı onlarca eseri var. Bir kısmı gasp edildiği için basılamayan bu eserlerin çoğu askerî, siyasî ve tarihî konuları ihtiva ediyor.
 
Son olarak Yapı kredii Yayınları arasında çıkan ve 1500 sayfayı aşan iki ciltlik “Günlükler” isimli eserde, Karabekir’in 1906’dan sonra hayat mâcerası kendi kaleminden anlatılıyor.
 
Bu eserde, bazı yıllara ait notlar ne yazık ki hiç yer almamış. Demek ki, bulunamamış.
 
Oysa, Karabekir Paşa hem çok tertipli, hem de kalemi velut bir insan. Kendisi günü gününe yazmış, notlar almıştır; fakat, müzmin muhalifleri tarafından bu notlar ya çalınmış, ya da zaman zaman evine yapılan baskınlar neticesi alıp götürülmüş ve muhtemelen imha edilmişlerdir.
 
Neyse ki, bu tarihî notların önemli bir kısmı kurtarılarak yayın hayatına kazandırıldı. Buna da şükür diyelim…
 

 

Kafkas Cephesi’nden Meclis’e
 
 
2 Mart 1919’da Erzurum’daki 15. Kolordu Komutanlığına atanan Karabekir Paşa, 12 Nisan günü Gülcemal isimli vapurla Trabzon üzerinden Erzurum’a doğru yola çıkar.
 
19 Nisan’da Trabzon’a vasıl olur ve derhal işe koyulur. Ermenilerin işgal altındaki Doğu vilâyetleri geri almak için canla başla çalışır.
 
Kısa zaman zarfında büyük başarılara imza attı. Şark’ta vazife yapdığı dönemde zafer üstüne zafer kazandı.
* * *
Öte yandan, 22 Haziran 1919’da hazırlanan Amasya Tamimini kabul ettiğini, ardından toplanan Erzurum ve Sivas Kongrelerine katıldığını ve bu kongrelerde alınan kararlara bağlı olduğu anlaşılan Karabekir Paşanın, bu tarihten tâ 1924 yılı başlarına kadar da Mustafa Kemal ile müttefik halde göründüğü anlaşılıyor.
 
1924 yılı başlarından itibaren ise, Ankara merkezli fikirler ve dengeler büsbütün değişmeye başlıyor.
 
Bu dönemde, sadece M. Kemal ile Karabekir’in arası açılmakla kalmıyor; Refet Bele, Cafer Tayyar, Rauf Orbay ve Ali Fuat Paşa gibi Millî Mücadelenin diğer kumandanları da M. Kemal ve yeni ekibi tarafından gayet sert ve keskin bir tavırla dışlanmaya çalışılıyor.
 
Dışlanan ekip, neticede bir araya gelerek Terakkiperver Fırkasını kuruyor. Ne var ki, çok geç kalınmış olan bu son hamlede başarılı olamıyorlar.
 
Muhalif olarak görünen kadronun hemen tamamı siyasetten de, askeriyeden de uzaklaştırılması cihetine gidiliyor.
 
Bir dönüm noktası olarak, medreselerin kapatıldığı, Hilâfetin lağvedildiği, Şer’iyye Bakanlığının kaldırıldığı 3 Mart 1924’ten itibaren, meydan bütünüyle M. Kemal ve ekibine kalıyor.
 
1926’da İzmir Sûikastı bahanesiyle kurulan mahkemede canını zor kurtaran Karabekir Paşa, Erenköy’de tarassut altındaki mütevazi hanesine ve hususî dünyasına çekiliyor.
 
İstiklâl Harbinin en başarılı ve en güvenilir bir kahraman kumandanı olan Karabekir Paşanın takip ve tarassut altındaki hayatı 13 sene kadar devam ediyor ve ancak M. Kemal’in ölümünden sonra (Ocak 1939) siyasete geri dönebiliyor. 26 Ocak 1948’de vefat ettiğinde, Meclis Başkanlığı makamında bulunuyordu.
Günlükler’den iktibaslar
 Şimdi de, Karabekir Paşanın “Günlükler”inden konumuzla ilgili bazı bölümleri iktibas ederek, yakın tarihte olan biten gerçekleri bir görgü şahidinin nazarıyla takip etmeye çalışalım.
 
İşte, Karabekir Paşanın kendi kaleminden önemli bazı günlerin kısacık bir panoraması.
21 Mayıs 1919: Mustafa Kemal’den ilk şifre… Neden Samsun’a çıkmış? Neden Samsun’da vakit geçiriyor? “Memuriyeti kabul ettim” diyor. Neden daha evvel etmedi? Bu memuriyet nedir? “Padişah ve Ferit Paşanın birer nefer gibi hizmet edeceğiz” diye gazetelerde beyannâmeleri vardı. Kemal Paşayı mukavemet için mi gönderdiler? “Fahrî Yaver–i Padişahî” dediğine nazaran, Padişah tarafından bir vazifedar mı idi?
 
  19 Ekim 1922: M. Kemal’e, (Lozan’daki) Sulh Konferansına Saltanatı lağv ve Hilâfeti Âl–i Osman’da bırakmak sûretiyle ve tam Türk milliyetçiliğiyle gitmekliğimizin faydalarını anlattım.
 
M. Kemal “Sulh heyetimize baş murahhas (heyet başkanı) olarak seni gönderemem. Çünkü, sen kafanla hareket edersin. İsmet Paşayı göndereceğim. Çünkü, o sözümden çıkmaz” dedi.
8 Aralık 1923: İsmet’in İstiklâl Mahkemeleri ile işe başlamasına esef ettim.
 
18 Aralık 1923: İstiklâl Mahkemelerinin ve şahısların fena tesir ettiğini, eğer hüsn–i iade edilmezlerle, eski hafiyelik devrinin başlayacağını söyledim.
 
14 Ocak 1924: Muhaliflerden Ali Şükrü Ankara’ya makine getirmiş, Tan gazetesi çıkaracakmış. Gazi yanımda Cevat Abbas’a dedi: “Muhalifler matbaa yapıyor da siz hâlâ uyuyorsunuz. Yakmalı, yıkmalı!”
 
 1 Ağustos 1925: Mesele, İstiklâl Mahkemelerinin terörüdür. Yarın kimin tevkif edileceği meçhul… Gözyaşı, elemli dövünmeler, kalplerin kanaması… Ömrümüz terörle mi geçecektir?
 
(NOT: Şeyh Said Hadisesi sebebiyle, muhalif ya da şüpheli kim varsa, iktidar ekibi tarafından hemen ihanetle damgalanıp okkanın altına sokuluyor. MLS)
 
Cumhuriyet, her dimağda mûnis, cazip, feyiz–nâk bir kelime olmalıdır. Yoksa dehşet, korkunç, hürriyet–i şahsiyeyi tehlikeye kor, bir umacı gibi yeni neslin zihniyetine nakş olunmamalıdır.
 

 

 27 Temmuz 1932: İzmir’de Gazi heykeli açıldı. İsmet’in 28 tarihli gazetedeki nutku pek gülünç: “Usûlen her şeyi yapan Gazidir” nakaratıyla dolu! Bir de diyor ki: Fertler milli dâvâya faydalı olmalı ve her halde zararlı olmamaları şartıyladır ki millî rehberden (M. Kemal’den) refah isteyebilirler! (Ne âlâ, Abdülhamid’in prensibini tasvir ediyor, bizim koca İsmet!)
 
6 Temmuz 1932: Mübadillere (Yunanistan’dan mübadele/takas usûlü ile gelen vatandaşlara) verilen bonoların müthiş ihtikârla (tefecilik, vurgunculukla) kırıldığı söyleniyor. Beş yüz bin liralık bir bonoyu Kılıç Ali Bey elli bin liraya satın almış; maliyeden tam tahsil etmiş!

M.Latif Salihoğlu

Bizden Bir Karış Toprak İsteyeni
İstediği Toprağa Gömeriz.
 
İngilizlere Hediye Edilen Hilafet
 
40 Devlet ve OSMANLI
 
Çanakkale Senaryosu
 
Vatana İhanetin Belgeleri
 
 
Araştırmaları ve Derlemeleri için Tüm Yazarlarımıza, Yüce TÜRK Milleti Adına Çok Teşekkür Ederiz.

Bugün 96 Tekil 78 Çoğul Ziyaretçi Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol