Karabekir Paşa - 2
Pekçok okuyucumuz, bilhassa Cumhuriyet’in kuruluş öncesi ve sonrasına ait sisler arasında kalmış konuların aydınlatılmasını istiyor.
 
Biz de, elimizden geldiğince hemen her vesileyle bu talebi karşılamaya çalışıyoruz.
 
Bu yazıdaki vesilemiz ise şudur: Kâzım Karabekir Paşa gibi tarihî bir şahsiyetin 1948 yılı başlarında dünyaya vedâ etmesi dolayısıyla, onun geride bırakmış olduğu hizmetleri takdir ile hatıralarını yâd etmek ve bilhassa yakın tarihe ışık tutacak notlarını bir kez daha dikkat nazarlarına takdim etmek…
 
Yakmalı, yıkmalı Ali Şükrü Matbaasını
 
Türk Tarih Kurumuna ait kaynaklardaki bilgiler ve bunları doğrulayan Karabekir Paşanın “Günlükler”indeki notlar, M. Kemal öncülüğünde üst düzeydeki bir heyetin 14 Ocak 1923’te trenle Ankara’dan Eskişehir’e doğru yola çıktığını gösteriyor.
 
Tâ İzmir’e kadar gidecek olan bu heyetin içinde, M. Kemal’in yanı sıra Fevzi Paşa, Karabekir Paşa ile Yzb. Cevat Abbas da vardır.
 
1920 seçimlerinde milletvekili olarak Meclis’e gelen Cevat Abbas, aynı zamanda M. Kemal’in Başyaveridir. 1916 yılı sonlarında yüzbaşı olmuş, kendi ifadesiyle 24 yıl müddetle asker ve politikacı olarak M. Kemal’in yanında ve yakın hizmetinde bulunmuştur.
Yapı kredii Yayınları arasında “Günlükler” ismiyle çıkan Kâzım Karabekir’in hatıra notlarının 14 Ocak 1923 tarihli kısmında aynen şu ifadeler yer alıyor:
 
“Muhaliflerden Ali Şükrü Ankara’ya makine (matbaa) getirmiş… Tan gazetesini çıkaracakmış…
 
“Gâzi, yanımda Cevat Abbas’a dedi: ‘Muhalifler matbaa yapıyor da, siz hâlâ uyuyorsunuz. Yakmalı, yıkmalı…’
 
“Dedim: Paşam, bu tarzda mukabele doğru mudur?” (Age, s. 840.)
Diyaloğun devamı, ne yazık ki Günlükler’de yok.
* * *
Heyetin seyahati günlerce, haftalarca devam ediyor.
 
17 Şubat’ta (1923) toplanan İzmir İktisat Kongresinin açılışından sonra, M. Kemal, bir aylık eşi Lâtife Hanımla birlikte Ankara’ya dönerken, Karabekir ise, tâ 1 Nisan gününe kadar yurt seyahatine devam ediyor.
 
(Ara notu: Ali Şükrü Bey, 27 Mart günü katledilerek cesedi gizleniyor. Kayıp ceset, bir hafta sonra bulunuyor. Ceset aramaları üzüntü, ürküntü, hayret ve hararetle aranmaya devam ederken, 1 Nisan günü erken seçim kararı alındı. Dikkatler, bir anda câniden, cinayetten ve cinayetin arka plânından çekilip tümüyle seçim telâşesine çevrilmeye çalışıldı.)
 
Yeni bir dönemin başlamakta olduğunu haber veren çarpıcı gelişmelerin devamını, yine Günlükler’den takip edelim…
 
1 Nisan 1923 Pazar: “Saat 9.30 Ankara’ya vardık. Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey kaybolmuş. Giresunlu Osman Ağadan biliniyormuş.”
 
4 Nisan Perşembe: “Öğle vakti Meclis’e gittim. Ali Şükrü Beyin cenaze merasimi yapıldı. Otomobil ile İnebolu tarikiyle Trabzon’a hareket etti… Akşam, Osman Ağanın cesedini Meclis–i Millî’nin kararı mûcibince asmışlar.” (Age, s. 856–57)
* * *
Meclis’teki muhalefet cephesinin liderlerinden ve bu cephenin fikriyatını neşreden Tan gazetesinin sahibi olan Ali Şükrü Beyin boğdurulmak sûretiyle katledildiği ve şehir dışında bir bağ evi yakınlarında toprağa gömüldüğü, ancak 3 Nisan günü netlik kazandı.
 
“Halife olmak istiyor” yanılgısı
 
Mustafa Kemal ile birlikte 1923 senesinin ilk aylarında Batı Anadolu seyahatine çıkan Kâzım Karabekir, kaleme almış olduğu günlükler ile hatıra notlarının gerek bizim elimizde bulunan ve gerekse Uğur Mumcu’nun araştırmasında yer alan muhtevasından aşağıdaki hususlar açıkça anlaşılmış oluyor.
 
Karabekir Paşa, tâ 1924 senesine kadar da Mustafa Kemâl’in kendi şahsını saltanat misali yetkilerle donatmak istediği, dahası bir punduna getirip Hilâfeti üzerine almak, hatta halife olmak istediği fikir ve kanaatini taşıyor.
 
Meselâ, şu ifadelerinde görüldüğü gibi: “El yazısıyla imzasını taşıyan sarıklılar arasındaki sarıklı resmi, Mustafa Kemal Paşanın Hilâfet ve Saltanatı kendisine almak mefkûresinde olduğu neticesinde karar kılıyordu. (12 Mayıs 1922 tarihli el yazılarını ve imzalarını taşıyan “mefkûre hatırası” isimli fotoğraf, buna işarettir).”
 
Şimdi de, Karabekir Paşayı böylesi bir  kanaati taşımaya sebebiyet veren—ve doğrusu kendisini tamamıyla yanıltan—M. Kemal’in muhtelif konuşmalarından bazı notlar:
 
18 Ocak İzmit
 
“… Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti şer-i şerif ahkâmından ibaret olan şûrâ, adalet ve ulu’l-emre itaat esasına tevfikan teşekkül etmiştir. Türkiye Devleti için Hilafet mevzubahis, zaman varit olabilir. Çünkü makam-ı hilafet yalnızca Türk’e değil, yüce âlem-i İslâma aittir.
 
“Âlem-i İslâmın elyevm (bugün) hal-i esarette bulunmasına binaen, Hilâfet meselesini hal ve tesbit edecek seviyeye vasıl oluncaya kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisi, makam-ı hilâfeti bir nokta-i ümit olarak muhafaza edecektir.”
 
22 Ocak 1923 Bursa
 
“… Hilafetin yalnız Türkiye halkına değil, bütün İslâm âlemine şümûlü olması hasebiyle, bu makam hakkında bir karar vermek Türk milletinin selâhiyeti haricindedir.”
 
31 Ocak 1923 İzmir
 
“… Bizim dinimiz en makul ve en tabiî bir dindir. Bundan dolayıdır ki, son din olmuştur. Bir dinin tabiî olması  için akla, fenne, ilme ve mantığa tetabuk etmesi lâzımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen mutabıktır.”
* * *
Bir sonraki yazıda, Karabekir Paşanın bu seyahat esnasında kayda geçirmiş olduğu fevkalade önemli diğer notlarını aktarmaya devam edelim.

 

M.Latif Salihoğlu

Bizden Bir Karış Toprak İsteyeni
İstediği Toprağa Gömeriz.
 
İngilizlere Hediye Edilen Hilafet
 
40 Devlet ve OSMANLI
 
Çanakkale Senaryosu
 
Vatana İhanetin Belgeleri
 
 
Araştırmaları ve Derlemeleri için Tüm Yazarlarımıza, Yüce TÜRK Milleti Adına Çok Teşekkür Ederiz.

Bugün 212 Tekil 172 Çoğul Ziyaretçi Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol