Araştırmacı Yazar Said Alpsoy, kendi ifadesi ile ‘CHP’nin şeytana dilini yuttaracak mizansen’ hazırlığındaki Almanya bağlantılı uçak kaçakçılığını anlattı.

Kanal A’da yayınlanan ve Sadık Yalsızuçanlar’ın sunduğu ‘Resmi Tarihten Gerçek Tarihe’ programının daimi konuğu Araştırmacı Yazar Said Alpsoy, tek parti CHP döneminde CHP’nin vekil ve bakanlarının uçak kaçakçılığına nasıl karıştığını şu şekilde anlattı:

Bu skandal yolsuzluk CHP’nin en tepesine kadar gidiyor. Bu olayın üzerinin örtülmesi, Yahya Kemal’in ‘Herkesin bildiği bir sır’ olarak tanımlaması anlaşılır bir şey.

Olayın asıl adamı Ekrem König

Ekrem König 1. Dünya Savaşı’nda Güney Cephesi’nde (Suriye-Filistin Cehhesi) yedek subay. O cephede görevli Alman subaylarla dostluk geliştiriyor. Bu nedenden dolayı König (Almanca kral demek) deniliyor.

1930’lara gelelim. Ekrem König Almanya Luftansa’nın Türkiye temsilcisi. 1928 senesine kadar Donanma Bakanlığı’nda görevli memur idi. Donanma Bakanlığı’nda çıkan yolsuzluk ve casusluk skandalı ile bakanlıktan atıldı ama öyle anlıyoruz ki Almanlar sahip çıkmışlar, Alman Sivil Havayolları Luftansa’nın Türkiye temsilciliğini devralmış. Yani Ekrem König’in eskiye dayanan ve Nazi yönetimi ile ciddi bir bağlantısı var.

Sahte evraklar hazırlandı

Sene 1937-1938 İspanya’da iç savaş devam ediyor. Bu savaş devam ederken Ekrem Könik Türkiye adına sahte evraklar üreterek Kanada’daki bir askeri uçak fabrikasına 50 tane bombardıman uçağı sipariş veriyor. Fakat sipariş Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına verilmiş gibi gözüküyor. Çünkü o sırada Kanada’nın da dahil olduğu birçok devlet İspanya iç savaşındaki taraflara silah satmama anlaşması imzalamış vaziyetteler. Uçakların kim için sipariş edildiğinin bir önemi yok.

Şeytana dilini yutturacak bir mizansen

Şeytana dilini yutturacak bir mizansen hazırlığı ile bu kaçakçılık yapıldı. Bir sene önce König büyük bir iş daha çeviriyor. İstanbul Tramvay Şirketi kamulaştırıldı. 1937’de 2 milyon 500 lira kamulaştırma bedeli ödendi. Bu yine muazzam bir para. Devlet bütçesi 200 milyonu bulmuyor. Bu paranın 500 bin lirası Ekrem König’in koordinatörlüğündeki soygun çetesine doğrudan gitti.

Bu çetenin içerisinde kimler var? İki önemli CHP’li. Biri; Recep Zühtü. Bu vekil bundan iki yıl önce metresini cinsel organından vurdu, öldürdü ve hiç hapse girmedi. Deli raporu çıkartıldı ama vekil olarak üç ay sonra meclise girdi. Akıl almaz bir şey!

İkincisi; meşhur Kılıç Ali. Cinayet ve yolsuzluklara karışmış bir isim. Böyle tipler Ekrem Könik’in iş arkadaşları.

Ekrem König o zamanki MİT’in ( resmi olarak bir kurum değil) daimi elemanlarından birisi. Bu bahsi edilen uçak skandalı 1938 Haziran’da patladı. 1938 Eylül’e kadar İçişleri Bakanlığı tarafından o zamanki MİT diyebileceğimiz kurumdan Ekrem König’e örtülü ödenekten ödeme yağılmaya devam edildi.

Skandal dallanıp budaklandı. Hapse atmamak imkansız hale gelmeye başladı (1939). Almanya’ya kaçıyor.

Olayın CHP boyutu

Yahya Kemal’in yorumu: “Bu mesele Karagöz’ün şadırvanı gibidir. Hükümet isterse akar isterse durur.”

1939’da olayın ikinci adamı Dışişleri Bakanlığı Protokol Dairesi’nde görevli Ruhi Bozcalı tutuklandı. Mahkemede verdiği ifadede, Mayıs 1939’da; “Dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’nın da işin içinde olduğu” nu söyler gibi oldu, hakim adeta üzerine hücum etti. Susturdu, azarladı.

König, 1943’te Almanya tarafından Türkiye’ye iade edildi. Savaş dengeleri ile ilgili bir strateji idi. Yargılandı ve Ruhi Bozcalı’daki gibi bir hadise tekrarlandı. 1943’te mahkemede Könik şunu demeye çalıştı:” Dönemin Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp de bizim şirkete dahildi” hakim ona da hücum etti, susturdu.

Şimdi bütün isimleri sayalım; Kılıç Ali, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Recep Rüştü, Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp şüpheli işin içinde.