Karabekir Paşa - 5
Balıkesir Hutbesinden, işret  sofrasına
 
Karabekir Paşayı hayrette bırakan bir başka husus, M. Kemal’in yaşantısındaki çarpıcı değişiklik ve bilhassa birbirine zıddiyet teşkil eden tablolardır.
 
Meselâ, 1923 senesinin 7 Şubat’ında Balıkesir’deki “Çarşamba Hutbesi”nde gördüğü M. Kemal ile aynı yılın 19 Nisan’ında üstelik Ramazan-ı Şerif’te işret (içki) sofrasında gördüğü M. Kemal’i kendi âleminde bir türlü bağdaştıramayarak hayretler içinde kalıyor.
 
Kezâ, aynı zaman zarfında Hilâfet makamını müdafaa etmesi ile Hilâfeti kaldırma yönündeki fikir ve teşebbüsleri meselesinde de hayret, hatta dehşete verici tablolara şahit oluyor.
 
Neticede, M. Kemal ve ekibiyle birlikte çalışmaya devam edemeyeceği kanaatine vararak, yakın arkadaşlarıyla birlikte ayrı bir siyasî cephe kurmaya karar veriyor.
 
Ne var ki, artık vakit çok geç ve bu yeni teşebbüste muvaffak olamayıp, aksine türlü belâlara, sıkıntılara maruz kalmaktan kurtulamıyorlar.
 
Lozan ve sonrası
 
Bilindiği üzere, Kasım 1922’de başlayan Birinci Lozan görüşmeleri, 1923 yılı Şubat ayının ilk haftasında kesintiye uğrar.
 
İsmet Paşa, 7 Şubat’ta Lozan’dan ayrılır. Oradan İstanbul’a gelir ve Ankara’ya gitmek üzere 18 Şubat günü trene biner.
 
Gariptir ki, M. Kemal ile Lâtife Hanımın İzmir’den Ankara’ya hareket tarihi de tıpatıp aynıdır.
 
Dolayısıyla, aynı günde Ankara istikametine doğru başlayan yolculukları, 19 Şubat’ta Eskişehir’de kesişmiş olur.
 
İşte, Lozan’da daha çok İsmet Paşa ile Yahudi Hayim Naum ikilisi arasında cereyan eden gizli görüşme ve antlaşma maddelerinin neler olduğu ve bunların mahiyeti hakkındaki can alıcı hususların ne mânâya geldiğini anlayabilmemiz için, esasen Eskişehir’den Ankara’ya kadar devam eden bu seyahat esnasında yapılan görüşmenin muhtevasını bilmek lâzım.
Bu yolculuktaki ikilii görüşmenin kompartmandaki tek şahidi ise, M. Kemal ile üç hafta önce evlenmiş olan Lâtife Hanımdır.
 
Onun hatıra notlarının yayınlanmasına yasak konulduğu için, anlaşılan o ki, kapalı devre yapılan o görüşmenin iç yüzünü öğrenmek çok zaman alacak ve hiç kolay olmayacak.
* * *
Karabekir Paşa, Lozan’da alınan kararların Millet Meclisi’nden geçirildikten sonra Hilâfet makamının kaldırılacağı yönünde duyumlar alınca, hatıralarında, bu konuyu İsmet Paşa ile hararetli şekilde tartıştığını ve gelişmelerden büyük endişe duyduğunu yana yakıla anlatıyor.
 
Bir ara, bu konuyu M. Kemal ile konuşmayı düşünüyor. Ancak, bütün bu olup bitenlerin onun bilgisi ve tasvibi dahilinde olduğunu tahmin ederek, konuyu açmaktan imtina ediyor.
Fakat, buna rağmen irtibatı henüz bütünüyle kesmiş değil.
 
Günlükler’inde, 19 Nisan (1923) akşamında M. Kemal ile birlikte yemek yediklerini ve şunu sorduklarını yazıyor:
 
“Gazi Paşa, Ramazan’da işret (içkili sofra) muvafık mıdır? Hizmetçiler de sivil giyinmiş asker…”
 
Lozan meselesi Karabekir’in kafasını kurcalıyor, dahası onu ciddî endişelere sevk ediyor. Diğer ekip ile aralarında soğuk rüzgârlar esmeye başlıyor.
 
Hilâfet’e karşı harp oyunları
 
Saltanat kaldırıldığında (1 Kasım 1922), Osmanlı Hanedanının siyasî statüsü de sona ermiş oldu.
 
Millet Meclisi’nin bu tasarrufuna karşı, hiçbir yerde ve hiç kimseden ne ciddî bir itiraz geldi, ne de tehlikeli bir muhalefet hareketi görüldü.
 
Son padişah Sultan Vahdeddin, Meclis’in bu kararından sonra yurdu terk ederek, hazin bir sonla noktalanacak olan gurbet yolculuğuna çıktı.
 
1923 yılı sonlarında (29 Ekim) Cumhuriyet ilân edildiğinde, Hilâfet’in mânâ ve makamı da aynen muhafaza olundu.
 
Tâ ki, 1924 yılı Şubat’ına kadar…
 
Yazının başında da belirttiğimiz TTK’nın M. Kemal’le ilgili gerek kronolojik ve gerekse biyografik yayınları ve bilhassa Karabekir Paşanın “Günlükler”i dahil olmak üzere, yakın tarihimize dair kaynakların hemen tamamı, M. Kemal’in 14 Şubat 1924’te İzmir’de olduğunu ve burada başlatmayı düşündüğü “Harp Oyunları” için yüksek rütbeli paşaları İzmir’e çağırdığını gösteriyor.
 
Zaten, bu gerçeği gözler önüne seren gerçek fotoğraflar var. Meselâ, harita etrafında toplanmış paşaların resim tablosu gibi…
 
Bunlar, az–çok bilinen şeyler.
 
Pek bilinmeyen, hatta bazı noktaları zifirî karanlıkta kalan, lâkin fevkalâde ehemmiyet taşıyan birkaç husus var ki, bunları bir bir dikkat nazarlarına sunmak gerekiyor.
İşte o önemli noktalar.
 
İsmet Paşa yan çiziyor
 
1924 yılı Ocak ayı başında Lâtife Hanımla birlikte İzmir’e giden M. Kemal, burada planlayıp başlatmak istediği “Harp Oyunları” meselesini görüşmek üzere, 9 Şubat’ta İsmet, Fevzi ve Kâzım (Özalp) Paşaları da İzmir’e çağırır.
 
Gariptir, bu gidişattan Karabekir Paşanın haberi dahi olmaz. Bilâhare öğrenir ve kendisi de gitmeye karar verir.
 
Bu tuhaf durum hakkında “Hatırat”ında şu bilgileri verir, Kâzım Karabekir:
 
“Daireye gittim. Hayrettir ki, bu sabah İsmet ve Kâzım (Özalp) Paşalar İzmir’e gittikleri halde, hiçbiri haber vermedi. Teşyie (uğurlamaya) gidemedim.
 
“İsmet’in bana karşı ilk yan çizmesi!
 
“İzmir’de harp oyunu var…” (Günlükler, s. 906)
 
Olağanüstü durum
 
Karabekir Paşa, aynı eserinde 13 Şubat akşamı yatsı vakti İzmir’e vardığını ve 14 Şubat’ta ise Harp Oyunları meselesi hakkında önce malûmatlar, brifingler, ardından da bir dizi emirler verildiğini ifade ediyor: Askerin toplanması, mıntıkaların tesbiti, stratejilerin tatbiki için 24 saat süre veriliyor.
 
Karabekir’in tâbiriyle “Erkân–ı Harbiye–i Umumiyenin hazar mesaisi…”
 
(O gece İsmet Paşa ile başbaşa bir görüşme yapan M. Kemal, Hilâfetin kaldırılması hususunda mutabık kalır.)
 
Ertesi günün mesaisi daha da yoğunluk kazanır.
 
TTK’nın hazırlayıp yayımladığı TC Kronolojisi’ndeki bilgilere göre, 15 Şubat’ta İzmir Orduevi’nde M. Kemal başkanlığında yapılan toplantıda Harp Oyunlarının açılış merasimi yapılır. Açılışta konuşan M. Kemal, şunları söyler: “Arkadaşlar! Ehemmiyet ve ciddiyetle beyan ederim ki, Türkiye Cumhuriyeti, mukaddes tanıdığı istiklâl ve hakimiyetini müdafaada müsamahakâr olamaz.” (Age, s. 408)
 
Siyasî ve askerî mütalâalar
 
Kâzım Karabekir, “15 Şubat 1924 Cuma” tarihli günlüğünde ayrıca şunları yazar:
 
“Askerî mahfilde içtima. (Orduevinde toplantı) Vaziyet–i siyasiye münakaşası.
 
“Haricî vaziyetimiz hakkında İsmet Paşanın beyanatı.
 
“Benim mütalâatım: On yıl harp ihtimâli yok gibidir. Sonra, İtalyanlar silâhlanacak. Almanlarla anlaşarak Arnavutluku işgale kalkarlar. Sonra Tunus.” (Günlükler, s. 907)
 
Bütün bunlar, her ne kadar dünyadaki siyasî ve askerî gelişmeler hakkında bir nevî öngörü mahiyetinde anlaşılmakla birlikte, meğerse asıl mesele başkaymış…
 
Hilâfetin lağvı için askerî nümâyiş
 
Karabekir Paşa, o tarihte günlerce devam eden “Harp Oyunları”nın asıl maksadını, yine aynı eserinin aynı sayfasında şu sözlerle vüzûha kavuşturuyor: “Harp oyununda maksat, Meclis’e karşı Hilâfetin lağvı için nümâyiş imiş! Sonradan anlaşıldı.”
 
Evet, sonradan (3 Mart’ta) anlaşıldı ki, İzmir’de startı verilen ve memleketin her tarafında yaygınlaştırılan bu olağanüstü askerî hareketliliğin asıl maksadı, Hilâfetin kaldırılması çabasına yönelik bir manevradır.
 
İşte bu manevra, başarıyla yürütülmüş ve istenen sonuca da varılmıştır.
 
Üstelik, bu manevra öylesine kamufleli bir tarzda ve öylesine bir gizlilik hali içinde yürütülmüştür ki, Karabekir Paşa gibi dâhiyâne bir şahsiyet bile, ancak iş işten geçtikten sonra asıl maksadın farkına varabilmiştir.
 
Tam diktatörlük
 
Harp Oyunları bittikten sonra, M. Kemal ile diğer paşalar Ankara’ya dönerken, Karabekir Ege taraflarında kalıyor.
 
Ankara’daki gelişmeleri gazetelerden takip eden Karabekir, günlüğünde şu notları kaydediyor:
 
29 Şubat 1924: İzmir’deyim. Millet Meclisi’nde Osmanlı Hanedanının memleketten çıkarılması ve Hilâfetin Meclisçe intihabı (seçimi) müzakere olunduğunu gazetelerde yazıyor.
 
3 Mart 1924: Balıkesir’deyim. Valiye, Meclis’in Hilâfet’in (lağvı) hakkında vereceği karar tebliğ olunmuş.
 
Yeni Erkân–ı Harbiye Kànunu çıktı. (Tam diktatörlük). (Age, s. 909)
* * *
Bu tarihte, Hilâfet kaldırıldığı gibi, medreseler kapatıldı ve Fevzi Paşa resmen yeni bir statü ile kurulan Genelkurmay Başkanlığına getirilmiş oldu.
 
Karabekir Paşa, bütün bu olup bitenlerin tam bir diktatörlüğe yol açtığını ifade ediyor.
Bu diktatörlük, çeyrek asır devam etti.M.Latif Salihoğlu
Bizden Bir Karış Toprak İsteyeni
İstediği Toprağa Gömeriz.
 
İngilizlere Hediye Edilen Hilafet
 
40 Devlet ve OSMANLI
 
Çanakkale Senaryosu
 
Vatana İhanetin Belgeleri
 
 
Araştırmaları ve Derlemeleri için Tüm Yazarlarımıza, Yüce TÜRK Milleti Adına Çok Teşekkür Ederiz.

Bugün 533 Tekil 356 Çoğul Ziyaretçi Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol