Türk Anıt ve Kitabeleri
ORHUN KİTÂBELERİ

Orhun Kitâbeleri ORTAASYA'daki büyük TÜRK imparatorluğunun ünlü hükümdarı BİLGE KAĞAN devrinden kalma altı adet yazılı dikilitaştır.... Moğolistan'ın kuzeyinde, Baykal gölününü güneyinde, Orhun ırmağı vadisindeki KOŞO SAYDAM gölü yakınlarındadır.

Bu imparatorluğa GÖKTÜRK(KÖKTÜRK) İMPARATORLUĞU adı verilmektedir... Ancak KÂZIM MİRŞAN, kitabede geçen KÖK-TÜRK kelimesinin bir devlete değil; GÖK'ten geldiği, KUTSAL İNSAN olduğu için TÜRKLER'i kasttettiğini belirtmektedir. Açıklaması da şöyledir:

- Bu iddia, ORHUN KİTABELERİ'nde sadece bir tek yerde geçen ve KÖK-TÜRK diye olunan kelimeye dayanmaktadır... halbuki, o baştaki KÖK kelimesi iki ayrı "K" harfi ile yazılmıştır, ve ikisi farklı okunur... 
Aslı ÖK-ÜK'tür...

- Ayrıca bu ORHUN (KÖKTÜRK) KİTÂBELERİ'nin hiç bir yerinde bir KÖKTÜRK kağanlığından sözedilmez!... KÖKTÜRK Hakanı, GÖKTÜRK Kağanı, GÖKTÜRK halkı diye bir tabir de yok!... O dönemle ilgili ÇİN tarih kaynaklarında da "KÖKTÜRK devleti" diye bir devlet yoktur!.. Aynı tarihli ARAP ve FARS kaynaklarında, BİZANS kaynaklarında da böyle bir devletten bahsedilmez!

- ÖKÜK-TÜRK; RABBÂNÎ TÜRK, İLÂHÎ TÜRK, KUTSAL TÜRK demektir!.. TANRI'nın yeryüzüne görevli indirdiği TÜRKLER için kullanılan bir sıfattır.

Peki, o bölgede bir GÖKTÜRK devleti yoksa, hangi TÜRK devleti vardır?.. KÂZIM MİRŞAN çeşitli kaynaklara dayandırdığı araştırmaları sonucu, ASYA'da

-- M.Ö 9000 - M.Ö. 1517 yılları arasında BİR OY Konfederasyonu,

-- M.Ö.1517 - M.Ö.879 yılları arasında AT UKUŞ BİL Konfederasyonu,

-- M.Ö.879 - M.S. 580 yılları arasında TÜRÜK BİL konfederasyonu olduğunu tesbit etmiştir.

Mirşan'a göre, ORHUN KİTÂBELERİ'nin dikilişi, TÜRÜK BİL dönemine denk gelmektedir.

Bu konfederasyonlar bir çok devletten oluşmaktaydı. Tıpkı CENGİZ'in kurduğu MOĞOL-TÜRK imparatorluğu, veya SELÇUKLU DEVLETİ gibi...

 

TÜRÜK BİL konfederasyonu da şu devletlerden oluşuyordu:

-- ÖTÜKİN YIŞ: (Merkezî devlet)

-- ALTUN YIŞ : ALTAY devleti

-- UÇUĞUY YIŞ : İÇKİ TÜRKİSTAN (Orta Türkistan) devleti

-- ÖKÜGİMİN YIŞ :URAL devleti

-- BU TÜRÜK BİL : BERİ TÜRKİSTAN devleti (Batı Türkistan)

-- OK-UDURİKİN YIŞ : KORE ve MANÇURYA devleti

-- ŞUNTİNG UYUZ : UYGUR devleti

Bu bilgilerden anlaşılacağı gibi, Kitâbelerde geçen ÖTÜKEN YIŞ tabiri, ÖTÜKEN ormanları değil, MERKEZÎ DEVLET'tir!. Darda kalanın MERKEZÎ DEVLET'e sığınması istenmektedir... Zaten darda kalan bir milletin ormana kaçması (hangi orman? nerede?) önerisi, başarılı bir devlet adamının taşa vurduracağı bir şey olmasa gerekir!..

ORHUN ABİDELERİ'ne dönersek; bu yazıtlardan KÜL TİGİN ve BİLGE KAĞAN yazıtları, KOCHO TSAYDAM bölgesindeki ORHUN IRMAĞI civarındadır. BİLGE TONYUKUK yazıtları ise, bunlardan 360 km uzakta, Tola Irmağı'nın yukarı yatağındaki BAYN TSOKTO (Bayn Çokto) bölgesindedir.

BİLGE TONYUKUK yazıtlarının, (Orhun Irmağı civarında olmamasına rağmen), Orhun yazıtlarıyla birlikte düşünülmesi, anılması KÜL TİGİN ve BİLGE KAĞAN yazıtları ile aynı döneme ait olması, ve aynı konuları içermesindendir.

 

Yazıtlar TÜRK DİLİ, TÜRK TARİHİ, TÜRK TÖRESİ hakkında önemli bilgiler vermektedirler... TÜRK adının ilk kez M.S. 720'lere ait bu yazıtlarda geçtiği iddia edilir... Halbuki biz biliyoruz ki, TÜRK adının Milât'tan çok önce KİL TABLETLER'de TOURKİ ve TURUKKU olarak geçtiğini göstermiştir. Ayrıca TURSAKA, TURUSK, ETRÜSK, TURUŞKA, TURHAN, TYRRHEN şekilleriyle pek çok yerde rastlanır.

 

Yazıtların üçü çok önemlidir. Batılı tarihçileri ve onlara dayanan bizim tarihçilerimize göre, iki taştan oluşan TONYUKUK ANITI 716 yılında, KÜL TİGİN ANITI 732, BİLGE KAĞAN ANITI ise 735 yılında dikilmiştir. KÂZIM MİRŞAN kendi kaynaklarına dayanarak bunların çok önceden dikildiğini belirtir. Bu konuda bizim fazla bir bilgimiz olmadığı için onun görüşlerini ORHUN KİTÂBELERİNİN GERÇEK TARİHİ M.S. 575'DİR!.. sayfasında verdik.

KÜL TİGİN kitâbesi, BİLGE KAĞAN'ın ağzından yazılmıştır. KÜLTİGİN (GÜLTEKİN), BİLGE KAĞAN'ın kardeşi, buyrukçu ihtiyar TONYUKUK ise onun veziridir.

Anıtların olduğu yerde yalnızca dikilitaşlar değil, yüzlerce heykel, balbal, şehir harabeleri, taş yollar, su kanalları, koç ve kaplumbağa heykelleri, sunak taşları, yani pek çok TÜRK ESERİ vardır.

ORHUN ABİDELERİ'ni ilk kez 1889 yılında Rus tarihçi Yardintsev bulmuştur... 1890'da bir Fin heyeti, 1891'de de bir Rus heyeti burada incelemelerde bulunmuştur. Bu heyetler yazıları çözememişlerdir. Fakat 1893 yılında Danimarkalı bilgin Vilhelm Thomsen, 38 harfli alfabeyi çözerek yazıtları okumayı başarmıştır.

ORKHUN ALFABESİ diye bilinen bu alfabe dördü sesli, otuz dördü sessiz harften oluşur. Tamamen TÜRKLER'e has bir alfabedir!.. Esasını binlerce yıllık TÜRK TAMĞALARI oluşturur, onların gelişmesinden, değişmesinden meydana gelmiştir... Bir önceki dönemin işaretleri sayılan YENİSEY yazısında 150'den fazla Şekil vardı...

ALFABE'nin TÜRK özelliği, OK okunan harfin OK'a, Y okunan harfin YAY'a, S okunan harfin SÜNGÜ'ye, AT tamğasının AT'a benzemesinden kolayca görülür... Bu tip örnekleri daha da artırmak mümkündür.

ORHUN (GÖK-TÜRK) ALFABESİ'nin temelini teşkil eden TAMGALAR (ve HARFLER) ile yazılmış pek çok anıt ve yazıt TÜRKİSTAN'da (ORTAASYA), KAFKASYA'da, AVRUPA'da ve ANADOLU'da bulunmuştur. Ayrıca ÇİN'de, MISIR'da, KUZEY ve GÜNEY AMERİKA'da benzer İŞARETLER'e rastlanır... Batılılar kendi ülkelerinde de rastladıkları bu karakterlere RUNİK YAZI, FUTHARK ALFABESİ adını vermişler ve sahip çıkmaya kalkmışlardır.

Dediğimiz gibi, ORHUN ALFABESİ'nde 38 harf vardır. Bu 38 harfin 4'ü sesli, 34'ü sessiz harfleridir. TÜRKÇE'de eskiden bu kadar sessiz harf var mıydı, araştırmak gerekir...İkinci özellik, bazı sessiz harflerin birden fazla işareti olmasıdır. Bir kısım sessiz harfler yanındaki seslinin kalın veya ince olmasına göre ayrı işaretlerle yazılır. Ayrıca bazı çift ses, çift sessiz işaretleri de mevcuttur.

Buna mukabil şimdiki TÜRKÇE'nin 8 sesli harf karşılığında A ve E için bir harf; I ve İ için bir harf, O ve U için bir harf, Ö ve Ü için bir harf olmak üzere, sadece 4 harfi vardir.

GÖK-TÜRK yazısında sesli harflerin çoğu zaman yazılmadığı görülür.... Yazılmayan sesli harfler kelime içinde ve kelime başında olup, sondaki sesliler esas itibariyle hep yazılır. Kelime başında ve ilk hecedeki A ve E'nin yazılmaması bilhassa dikkati çeker.

ORHUN ALFABESİ kullanılan yazılarda harfler birbirine birleştirilmez, kelimeler de birbirlerinden iki nokta üstüste konularak ayrılır. Yazı, SAĞDAN SOLA veya YUKARIDAN AŞAĞIYA yazılır... İşte bu yüzden AVRUPA'da, AMERİKA'da, başka yerlerde ORHUN HARFLERİ ile oluşturulmuş yazıtlar, Batılı bilginlerce çözülememiş, "bilinmeyen yazı" olarak kabul edilmiştir. Onlar bu yazıtları hep SOLDAN SAĞA okumaya çalışmışlar, başarısız olmuşlardır!

ORHUN ABİDELERİ'nde yazılar YUKARIDAN AŞAĞIYA yazılmış olup, SAĞDAN SOLA doğru istiflenmiştir. Yani yazıtın birinci satırı en sağ sütun, ikincisi onun solundaki sütundur... ve böyle devam eder.

Bizden Bir Karış Toprak İsteyeni
İstediği Toprağa Gömeriz.
 
İngilizlere Hediye Edilen Hilafet
 
40 Devlet ve OSMANLI
 
Çanakkale Senaryosu
 
Vatana İhanetin Belgeleri
 
 
Araştırmaları ve Derlemeleri için Tüm Yazarlarımıza, Yüce TÜRK Milleti Adına Çok Teşekkür Ederiz.

Bugün 18 Tekil 16 Çoğul Ziyaretçi Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol