Allah Beni Niçin Hesaba Çekecek ?

ALLAH BENİ NİÇİN HESABA ÇEKECEK?

Suâlin ikinci kısmı olan Peki beni niçin hesaba çekecek?” husûsuna gelirsek;

Meselâ bir talebe, her eğitim yılının sonunda bir karne alıyor. Her ders için öğretmeni tarafından kendisine bir not veriliyor. Zira karne verilmeyecek olsa, gayret edenle etmeyen talebe nasıl ayırt edilebilir? İmtihan edilmeden zayıf not verilen bir talebe, bu duruma îtiraz etmez miydi? Fakat karne, talebenin o eğitim yılını nasıl değerlendirdiğini gösteren bir delil mâhiyetindedir.

Sonsuz ilim sahibi olan, zamandan ve mekândan münezzeh olduğu için olacak hâdiseleri olmuş gibi bilen Rabbimiz, bizim nasıl kullukta bulunacağımızı da çok iyi bilmektedir. Lâkin bizleri, imtihanımızı vermek üzere dünyaya göndermekle, bu keyfiyetin bizler için de mâlum olmasını ve âhiretteki hesapta hiçbir îtirâza mahal kalmamasını temin buyurmaktadır.

Dolayısıyla bu dünyada bizlere verilen her nîmet, ömrün sonunda hesâbı sorulacak ayrı bir imtihan konusu hükmündedir.

Cenâb-ı Hakk’ın insana ikram ettiği nîmetleri saymak ise mümkün değildir. Göz bir nîmet, dil bir nîmet, gönül bir nîmet, akıl, iz’an, idrâk ayrı birer nîmet. Ciğerlerine çektiği hava nîmet, içtiği su nîmet, üzerinde yürüdüğü yeryüzü nîmet, gökyüzü ayrı bir nîmet…

Meselâ dünyamızı şefkatle saran atmosfer, Cenâb-ı Hakk’ın kullarına olan sonsuz merhamet ve lûtfunu gösteren sayısız mükemmel sistemlerden biridir.

Atmosfer; ortalama % 77 azot, % 21 oksijen ve % 1 nisbetinde karbondioksit ve argon gibi diğer gazların karışımından teşekkül eder. Oksijen ile karbondioksit sürekli kullanılıyor olmasına rağmen havadaki nisbetleri (oranları) muhafaza edilmektedir. Dünyada sadece insanlar ve hayvanlar mevcut olsaydı, tabiattaki bütün oksijeni kullanıp karbondiokside çevirirler ve bir müddet sonra oksijenin azalmasına mukâbil gittikçe artan karbondioksit ile zehirlenip ölürlerdi. Ancak bu âlemi var eden kudret, bir de nebâtâtı (bitkileri) yaratmış ve onlara da karbondioksidi kullanıp oksijene dönüştürme kâbiliyeti vererek âlemde muhteşem bir denge ve devam edip giden bir canlılık meydana getirmiştir.[1]

En yüksek teknolojiyle îmâl edilmiş bir uçağa bindiğimizde dahî; “Şayet yüksek irtifâdayken basınç düşerse otomatik olarak önünüze gelecek olan oksijen maskelerini takın!” diye anons edilir.

Hâlbuki hiç kimse; “Acaba yarın havadaki oksijen miktarı yüzde 21’den yüzde 25’e çıkar mı, yahut yüzde 18’e düşer mi, kendime bir oksijen tüpü alsam mı?” diye bir endişe geçirmiyor. Çünkü inanan-inanmayan herkes, ilâhî nizâma tabiî bir îtimad hâlinde hayatını sürdürebiliyor. Aksi hâlde insan, karşı karşıya olduğu her türlü hayâtî risk ve tehlikenin farkında olsaydı, hayat çekilmez olurdu.

Bizden Bir Karış Toprak İsteyeni
İstediği Toprağa Gömeriz.
 
İngilizlere Hediye Edilen Hilafet
 
40 Devlet ve OSMANLI
 
Çanakkale Senaryosu
 
Vatana İhanetin Belgeleri
 
 
Araştırmaları ve Derlemeleri için Tüm Yazarlarımıza, Yüce TÜRK Milleti Adına Çok Teşekkür Ederiz.

Bugün 215 Tekil 175 Çoğul Ziyaretçi Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol