Lozana gönderilen heyette bulunan rıza nur anlatıyor;
M.Kemal:”Hatta icab ederse İstanbul’dan da vazgeçmek lazımdır. Musul için hiç uğraşmayın.”
Bizde ne hazırlık var, ne dosya var, hiçbir şey yok. Lord Gürzon gibi birtakım resmi diplomatlar burada. Hem bunların mükemmel dosyaları vardır. Ne yapacağız! Heyet-i vekile bize giderken bir içtimada avuç içi kadar bir kağıda sığan bir talimat verdi.
Mustafa Kemal, İsmet ile beni bir tarafa çekti dedi ki:
“Baktınız ki, hatta Trakya’yı alamıyorsunuz, sözlerinden dönüyorlar, uğraşmayın, terk edip sulhü yapın, hatta icab ederse İstanbul’dan da vazgeçmek lazımdır. Musul için hiç uğraşmayın.”
Mustafa Kemal’in de şifaî direktifi bu. Herife hayret ettim. Trakya ile İstanbul’un bize terki meselesi olmuş bitmiş bir mesele halindeydi. Bu adamın fikri neydi?.. Bilmem!.. Galiba ne bahasına olursa olsun, demek ne olursa olsun sulh istiyor. Doğrusu Doğu Trakya için zahmet çekmedik, kolay aldık. Sade Demetoka’yı boşuna kaybettik.
Fakat İsmet Lozan’da Musul için daima bana:
“Canım gel şunu bırakalım da sulh yapalım.” der beni zorlardı.
Ben “Olmaz bütün mukavemetleri yapalım.” derdim.
“Canım sonra boca ederiz. Sulhü kaçırırız. Verelim.” derdi.
Boca onun tabiridir. Ne yapsın efendisinin emrini icra ediyor. İhtimal, İngilizler Trakya ve İstanbul için de Musul gibi yapsalardı oraları da vermek isteyecekti. Bereket versin İngilizler bunlara hiç itiraz etmediler.
Kaynak; Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım, İstanbul -1967, sh: 982 |