Oğuz Kağan
Oğuz  Kağan
Büyük Hun İmparatorluğu'nun kurucusu



Büyük Türk Hakanı Oğuz Kağan'ın babası Kara Kağan'dı. Kara Kağan'ın bir oğlu dünyaya geldi. Bu çok güzel bir çocuktu. Doğduğunda annesinin sütünü emmedi, daha sonra annesi rüyasında, çocuğun kendisine "Tanrı'ya iman etmedikçe, sütünü emmeyeceğini" söylediğini gördü. Annesi bu rüyayı üç gece üst üste görünce, Tanrı'ya imam etti ve çocuk annesinden bir kere süt emdi ve bir daha emmedi. Bir yıl sonra büyük bir adam gibi konuşmaya başladı. "Ben bir çadırda doğduğum için adımı Oğuz koymak gerekir" dedi. Adını Oğuz koydular.

Harikulade halleri görülen Oğuz, çocukluğundan ergenlik çağına kadar, her fırsatta Tanrı'yı anardı. Ona Tanrı'nın nurlu feyzi erişti. Her türlü bilim ve hünerde, ok atmada, kargı kullanmada, kılıç çalmada ve bilgi hususunda, aleme ün salacak gelişme gösterdi. Babası onu amca kızıyla everdi. Fakat evlendiği kız imam eetmediği için ona yanaşmadı. En sonunda kendine imam eden bir kızla evlendi. Oğuz'un bir tek Tanrıya inandığını duyan babası, onu bir av dönüşü öldürmeyi planladı. Bu haberi alan Oğuz, putperes babasıyla yaptığı savaşı kazandı. Ok yarası alan Kara Kağan öldü. Bunun üzerine Oğuz, Kağan oldu ve puta tapanlara hiç bir merhamet göstermedi. 

Oğuz Kağan destanında anlatılan Oğuz Han, aynı zamanda Büyük Hun Türk İmparatorluğunun kurucusudur. 

Türk devlet geleneğinin temel taşlarını koyan, Türk Hakanının vazettiği kanunlar, Oğuz (Türk) Töresi olarak ün yapmış ve 16 Büyük Türk İmparatorluğunun da güç kaynağı olmuştur. 24 Oğuz Boyunun atası olan Oğuz Han, Türk Töresini; Disiplin , Adalet, Ahlak ve Millete hizmet esası üzerine inşa etmiştir. 

İlk teşkilatı orduyu kuran Oğuz Han, Onlar-Yüzler-Binler-Onbinler diye tasnif yapıp, kumandanlarına da, Onbaşı, Yüzbaşı, Binbaşı, Tümenbaşı diye de ünvanlar vermiştir, Orduda itaatı esas kılmış, itaat etmeyenlerin boynunu vurdurmuştur. 

Daha sonra Oğuz Kağan'ın üç oğlu oldu. Onlara Gün, Ay, Yıldız adını verir. Bir daha evlenir ve ondan da üç oğlu oldu. Bu oğullarına da Gök, Dağ, Deniz adlarını verdi. Gün geldi büyük bir toy (şölen) verdi. Halkı çağırdı, yenilip içildikten sonra beylerine ve halka buyruk verdi:

"Ben sizlere oldum Kağan
Alalım yay ile kalkan
Nişan olsun bize buyan
Bozkurt olsun bize uran" 

Dedi ve dünyanın dört bir yanına yarlığı yazdı, elçilere verip gönderdi. Bu fermanlarda şöyle yazıyordu: "Ben Türklerin Kağan'ıyım dünyanın dört bucağına hakim olmam gerekir. Sizlerden itaatinizi istiyorum. Kim benim buyruğuma baş eğerse, hediyelerini kabul eder dost sayarım. Her kimde baş eğmez ise, ona gazab eder, üzerine Ordu çekip, baskın yapar yok ederim. "Çin Kağan'ı itaatini ve dostluğunu bildirdi. Urum Kağan'ı itaatini bildirmedi. Bunun üzerine Oğuz Kağan ordusuyla onun üzerine yürüdü ve onların yenip kendine bağladı. Daha sonra Oğuz Kağan devletin sınırlarını güneyde Hindistan, kuzeyde Sibiryay, doğuda Çindenizi, batıda Akdeniz ve Mısır'a kadar genişletti. Buralarda yaşayan milletleri ve devletleri kendine bağladı. Daha sonra büyük ganimetlerle ülkesine döndü. 

Büyük bir toy verir Oğuz Kağan ve devleti oğulları arasında pay eder. 

Boz Oklar denen, Ayhan Yıldızhan ve Gökhan arasında devleti payeder. Üç Oklar denen Denizhan, Dağhan ve Günhan oğullarına da "Sizlerde Boz Oklar altında Beylik yapın" der. 75 yılı savaşlarla geçiren Oğuz Kağan 116 yıllık hükümdarlığının sonunda hayata gözlerini yumar. 

Oğuz Kağan, milletine hizmeti daima ön planda tutardı. Eşsiz bir devlet adamı ve bilge kişiydi. Türk Milletinin ona atfettiği kutsallıktan ötürü onun bir Veli veya Nebi olabileceği tarihe geçmiştir. Onun buyruk ve vazettikleri Töre olmuştur. Oğuz Kağan'ın hayatı boyunca iki öge çok önemli bir şekilde göze çarpar. Birincisi; Tanrıyı bir bilip ve daima ibadet etmesi. İkincisi; Millete hizmeti. Milletini daima ön planda tuttuğunu şu olay en iyi şekilde bize örnektir. Devletin zayıf olduğu bir zamanda, düşmanları ondan en sevdiği atını isterler, verir. Sonra eşini isterler onuda verir. Daha sonra çorak bir toprak parçası isterler, Oğuz Kağan "Atım ve eşim kendi malımdı verdim, fakat toprak çorakta olsa milletimindir veremem" der ve birliklerini toplar, kendinden emin olan düşmana ani baskın yaparak onları mağlup eder. Bu olayda Devlet malının Millete ait olduğunu ve Devlet malının üzerinde tasarruf edilemeyeceğini göstermiştir. Yani önce Devlet ve Millet manfaati gelir daha sonra diğer menfaatler gelir. Önce Devletim ve Milletim bir Oğuz Türk Töresidir.
Bizden Bir Karış Toprak İsteyeni
İstediği Toprağa Gömeriz.
 
İngilizlere Hediye Edilen Hilafet
 
40 Devlet ve OSMANLI
 
Çanakkale Senaryosu
 
Vatana İhanetin Belgeleri
 
 
Araştırmaları ve Derlemeleri için Tüm Yazarlarımıza, Yüce TÜRK Milleti Adına Çok Teşekkür Ederiz.

Bugün 169 Tekil 136 Çoğul Ziyaretçi Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol